AsYa_KuRdU |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Arvasi ve Aydınlık 
31 Aralık 1988’de ebediyete uğurladığımız Türk mütefekkiri S. Ahmet Arvasi
O’na göre gerçek aydın; yanlıştan doğruya, çirkinden güzele, kötüden iyiye, küfürden imana, vahşetten medeniyete, zulümden adalete, haksızlıktan Hakk’a, kısacası, “karanlıktan nûra” doğru yol arayan ve bulan ilim, fikir ve gönül adamıdır...
Bundan 14 sene önce; 31 Aralık 1988’de ebediyete uğurladığımız Türk mütefekkiri S. Ahmet Arvasi, İslâmiyet başta olmak üzere Türklük, millet, milliyet, felsefe, psikoloji, edebiyat ve estetik alanlarında kalem oynatmış; geride bıraktığı Türk-İslâm Ülküsü, Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz gibi benzersiz eserleriyle günümüze hitap eden ender yazarlardandır. O’na göre ‘münevver’ olmakla, ‘entelektüel’ olmak arasında temelli bir fark vardır. Der ki: “Aydın” kelimesi, sözlüğümüze yeni girmiş bir kavramdır. Bizim kültür ve medeniyetimizde bunun yerine “münevver” sözü kullanılırdı. “Münevver”, bizim sözlüğümüzde “nurlandırılmış, aydınlatılmış, karanlıktan aydınlığa çıkarılmış” demektir.
Batı dillerinden Türkçe’ye girmiş olan “entellektüel” kavramının, “münevver” kelimesini karşılamayacağını söyleyen Arvasi’nin tavrı tartışmasız bir şekilde “münevver”den yanadır. Bir makalesinde şunları yazar: “Hiç şüphesiz, ‘münevver’, üstün bir zihnî güce sahip olmalı, zaman içinde, bu zihnî gücünü, millî ve beşerî kültür değerleri ile beslemeli, belli bir sahada iş ve ihtisas sahibi bulunmalı, sonra, iyice sindirdiği kültür değerlerinde “yeni sentezlere” gidebilmelidir. Ancak, İslâm’a göre, “münevver” olmak için, bütün bunlar yeterli değildir.”
S.Ahmet Arvasi, insanı, yanlış, çirkin, kötü, küfür, haksızlık ve aydınlıktan kurtaramayan bir sistemin asla münevver yetiştiremeyeceğini savunur. Batı’da 17. yüzyılın sonlarında kilisenin baskısı altında bulunan entelektüeller, 18. yüzyıl başlarında sözkonusu baskıdan kurtuldu ise de, bütün arayış ve çırpınışlarına rağmen, yeni bir iman ve huzura ulaşamadığını belirten yazar, Carl Gustave Jung’un “Şimdiki Adamın Ruh Araması” adlı kitabına gönderme yaparak, dinsiz entellektüellerin, “şüphe içinde kıvranan kitleler” olduğunu söyler. S.Ahmet Arvasi’ye göre “münevver”in ayırıcı vasfı şöyle olmalıdır:
Üstün bir zihnî güce sahip, zaman içinde, bu gücünü millî ve beşeri tecrübelerle besleyen, belli bir iş ve meslekte mütehassıs, iyice sindirdiği kültür değerlerinden yeni sentezlere gidebilen, Allah’tan başka ilâh tanımayan, bu yüce “tevhid” inancını, âlemşümül bir mesaj halinde, bütün insanlığa ulaştırmaya çalışan, yanlıştan doğruya, çirkinden güzele, kötüden iyiye, küfürden imana, vahşetten medeniyete, zulümden adalete, haksızlıktan Hakk’a, kısacası, “karanlıktan nûra” doğru yol arayan ve bulan ilim, fikir ve gönül adamıdır... S.Ahmet Arvasi’yi vefatının 14’üncü yıldönümünde rahmetle anıyoruz...
|
|
|
|
|
|
|
|


<
|
|
|
|
| | |